Trendelenburg Pozisyonu Yarar-Zarar ilişkisi

Trendelenburg Pozisyonunun Tarihi
Trendelenburg pozisyonu Alman cerrah Friedrich Trendelenburg (1844-1924) tarafından bulunan, hastanın başının aşağıya doğru eğilip ayaklarının kaldırıldığı bir pozisyondur. Pozisyonun esas amacı cerrahi girişim esnasında pelvik organların daha rahat gözlenmesini ve girişim yapılmasını sağlamaktır.
1.Dünya Savaşı esnasında ünlü Amerikan fizyolog Walter Bradford Cannon Trendelenburg pozisyonu şokun tedavisi için kullanımı yaygınlaştırdı. Bu pozisyon kalbe venöz kanın geri dönüşünü arttırarak ve artan kalp debisi ile organ perfüzyonunu sağlayacak bir yol olarak tanıtıldı.
Bundan 10 yıl sonra Cannon Trendelenburg’un şok pozisyonu üzerindeki faydaları hakkındaki görüşünden vazgeçti fakat bu pozisyonun yaygın çevreler tarafından kullanılmasına mani olmadı.
Bugün Trendelenburg pozisyonu hipotansiyonun en erken yönetimi olarak bilinse de bu tedavi gerçekte temelsiz bir kanıta dayanıyor.
Trendelenburg pozisyonu hakkında literatür ne diyor?
Amber Shammas ve Angela P. Clark Trendelenburg pozisyonunun akut hipotansiyonu tedavi etmek için kullanımına ilişkin mevcut durumu aşağıdaki gibi özetledi ;
-Trendelenburg pozisyonu hemşireler ve diğer birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından akut hipotansiyon ve/veya şokun tedavisinde yaygın olarak kullanılıyor.
-Yapılan 5 araştırma sonucunun incelenmesi sonrasında Trendelenburg pozisyonunun hipotansiyonun tedavisinde ezici bir destek sağlamadığı görülmüştür.
-Trendelenburg pozisyonunun kardiyak parametreleri yükseltmesi kısa süreliydi ve sonrasında hemodinamik bozulmalara yol açan negatif sonuçları beraberinde getirdi.
-Pozisyonun yan etkileri obez oldukları kesinleşmiş hasta grubunda, sağ-kalp yetmezliği bulunan hastalarda, akciğer hastalığı olan veya kafa travması geçirmiş kişilerde görüldü.
-Trendelenburg pozisyonundan büyük örnek grupları ile gerçekleştirilmiş, kesinleştirilmiş araştırmalar tarafından bunun güvenli ve etkili olduğu söylenene kadar akut hipotansiyon/şok tedavisi olarak kullanımından uzak durulmalıdır.
CL Ostrow’un Trendelenburg pozisyonu üzerine 1997 yılında yapmış olduğu çalışma gösteriyor ki katılımcı yoğun bakım hemşirelerinin %99’u pozisyonu kullanıyor, %28’i pozisyonun her zaman yarar sağladığını düşünüyor, %61’i ise pozisyonun uygulanması sonrasında gerçekleşen komplikasyonları fark etmelerine rağmen bir şekilde faydalı olduğunu düşünüyor.
Trendelenburg pozisyonu üzerine yapılan çalışmalar gösteriyor ki pozisyonun tansiyonu yükseltme ve kalp debisini arttırması sınırlı. Gözlem sonucunda bu etkilerin kısa ömürlü genellikle 10 dakikadan daha kısa sürdüğü izlenmiştir.
Güncel veriler gösteriyor ki şok durumu esnasında Trendelenburg pozisyonunun sistolik kan basıncı ve kalp debisi üzerine yararlı ve kalıcı bir etkisi yok.
Trendelenburg pozisyonunun hipotansif hastada oluşturduğu komplikasyonlar
- Anksiyete ve huzursuzluk
- İlerleyen dispne
- Soluk alma güçlüğünün neden olduğu hipoventilasyon ve atelektazis
- Düşük ventilasyona sahip akciğer apekslerinde biriken kanın neden olduğu perfüzyon/ventilasyon bozukluğu
- Başın aşağıda olması sonucunda kraniyum çevresinde venöz doluluk meydana getirdiğinden kafa içi basıncın artması
- Abdominal organların göğüs boşluğuna yaptığı basınç sonucu venöz dönüşün azalması ile birlikte gelişebilen kalp debisi düşüklüğü ve hipotansiyon
- Hastanın mide içeriğinin aspirasyon riskinin yükseltmesi
Trendelenburg pozisyonun kullanımı şu durumlar için uygundur;
- Santral venöz kataterlerin takılması ve çıkarılması
- Belirli spinal anestezi tekniklerinde
Trendelenburg pozisyonunun endike olmadığı veya zararlı etkilerinin olabileceği durumlar ise şunlardır;
- Hipotansif hastaların resüstasyon işlemlerinde
- Mekanik ventilasyonu zor olan veya vital kapasitesi düşmüş hastalarda
- İntrakraniyal basıncı yüksek olan hastalarda
- Serebral ödemi bulunan hastalarda
- İntraoküler basıncı yüksek olan hastalarda
- Alt ekstiremitelerinde iskemisi olan hastalarda
Trendelenburg pozisyonunun getirdiği faydalar hakkında yapılacak olan kapsamlı çalışmalara kadar bu pozisyon rutin uygulamaların içinde olmamalıdır.