Servikal Yaralanmalar
Servikal yaralanmalar, özellikle direkt veya indirekt künt tavmalar sonucunda oluşan hayatı tehdit eden veya yaşam kalitesini kalıcı olarak düşüren yaralanmalardır. Bu yaralanmalar destek doku ve bağ doku yaralanmaları gibi nispeten hafif dereceli yaralanmalar olabileceği gibi, servikal vertebra fraktürlerine bağlı norolojik yaralanmaları da içeren çok ciddi yaralanmalar olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Servikal bölge toplam 7 adet omurdan oluşmaktadır. Yukarıdan aşağıya doğru sıralanmakta olan servikal omurların ilk ve ikinci omuru özel olarak isimlendirilmektedir. İlk omur “atlas”, ikinci omur “aksis” olarak isimlendirilmektedir.
Servikal vertebralar, anatomik yapıları gereği travmalarda yaranmaya oldukça müsait olan yapılardır. İnce bir kolon, üzerinde bulunan başın ağırlığı, destek yapıların nispeten az olması ve hemen hemen her yöne hareket kabiliyetine sahip olan bu yapı travmalar sonucu oluşan ani ve engellenemeyen hareketler neticesinde yaralanmaya çok yatkındır. Yine içinde ve etrafında bulunan nörolojik yapılar nedeni ile ciddi yaralanmalar ortaya çıkarmakta, bu yaralanmalar ölüm yada kalıcı sakatlıklar ile sonuçlanabilmektedir.
Servikal vertebra kırıklarının hemen hemen yarısı motorlu araç kazaları nedeni ile karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanında dalış yaralanmaları, medivenden ve yüksekten düşmeler, ası ile öz kıyım girişimleri, elektrik yaralanmaları ateşli silah ve penetran yaralanmalar durumlarında da servikal yaralanmalar karşımıza çıkabilmektedir. Travma sonucunda ortaya çıkan “deplase” kırıklar “non-deplase” kırıklara göre çok daha fazla nörolojik hasara sebebiyet vermektedir.
Travmaya maruz kalan bireylerde hastane öncesi dönemde travmanın vücuda verdiği hasarlar konusunda net bir sonuca varmak mümkün olmamaktadır. Bu nedenle travmaya maruz kalan tüm hastalar ciddi bir servikal yaralanmaya maruz kalmış olarak değerlendirilmeli ve destek tedaviye başlanmalıdır. Tüm spinal yaralanmalarda olduğu gibi servikal yaralanma sonucunda da nörolojik hasar gelişen bireylerde nörojenik/spinal şok görülme ihtimali mevcuttur.
Spinal yaralanmalarda görülen belirti ve bulgular;
- Ağrı: Spontan hareket etmeyeden, hareketle ve spinöz çıkıntılar üzerine uygulanan hafif palpasyon ile ağrı görülmesi servikal yaralanmanın en önemli belirtilerinden bir tanesidir. Spinal bölgenin palpasyonla muayenesi sırasında spinöz çıkıntılara şiddetli bası uygulamaktan kaçınılmalıdır.
- Deformite: Servikal bölgede göz ile tesbit edilebilen deformite (şekil bozukluğu) durumunda servikal yaralanmanın çok ciddi boyutta olduğunu gösterir. Bu hastalarda spinal yaralanma neredeyse kesindir.
- Anestezi ve Paralizi: Yaralanan bölgenin altında oluşan his kaybı, motor fonksiyon kaybı, kas tonusu kaybı karıncalanma ve uyuşma gibi durumlar, servikal yaralanmaya bağlı nörolojik hasarın neredeyse kesin belirtisidir. Özellikle servikal yaralanmalar sırasında oluşan nörolojik yaralanmaya bağlı diyafram ve/veya interkostal kasların paralizisi durumunda solunum yetmezliğine bağlı olarak hasta hızlıca kabedilebilir.
- Boyun ve baş bölgesindeki travma izleri: Baş boyun bölgesinde tespit edilen ezikler, abrezyonlar, laserasyonlar servikal yaralanmanın habercisi olabilir.
- Otonom sinir sistemi bozuklukları: Medulla spinalisin tam yada tama yakın kesisi nedeni ile Hipotansiyon, bradikardi, terleme ve titreme kaybı, poikilotermi gibi belirtiler görülebilir. Bu belirtiler nörojenik şokun da belirtisidir.
Servikal Travmalarda Hastane Öncesi Tedavi
- Hasta, ABCDE yaklaşımı ile değerlendirilmelidir. Hastanın temel yaşam desteği ve ileri yaşam desteği ihtiyacı belirlenmelidir.
- Servikal immobilizasyon sağlanmalıdır. Bu amaçla sadece servikal collar’ ın kullanılması servikal immobilizasyonda yetersizdir. Servikal collar’lar başın yan taraflara olan hareketini engelleyemezler. Bu nedenle, Servical collar, kafa tespit yastığı ve omurga tahtası aynı anda kullanılmalıdır. İyi yapılmamış servikal immobilizasyon hastanın yaşam kalitesini direkt olarak etkileyebilir.
- Çift IV erişim sağlanmalıdır. Bu amaçla en az 16 gauge branüller kullanılmalıdır. IV erişim RL veya %0,9 İzotonik NaCl ile sağlanmalıdır.
- Hastaya %100 oksijen desteği sağlanmalıdır.
- Hastada şok bulguları gözlemlenmelidir. Norojenik/Spinal şok varlığında şok tedavi edilmelidir. Şok durumunda hastanın sadece ahakları 15-30 cm kaldırılarak hipotansiyonun etkisi azaltılmaya çalışılmalıdır. Hastaya sıvı resusitasyonu uygulanarak (2 lt RL veya %0,9 İzotonik NaCl 10-20 dk da) perfüzyon bozukluğu düzeltilmeye çalışılmalıdır.
- Kan basıncı, kardiyak monitörizasyonu, SpO2 monitörizasyonu sağlanmalıdır.
- Hastanın vital parametreleri takip edilmeli ve kayıt altına alınmalıdır.
- Solunum yetmezliği durumunda hastanın endotrakeal entübasyonu düşünülüyorsa, boyun sabitlenerek, (baş- çene manevrası uygulanmadan) endotrakeal entübasyon işlemi en az servikal hareket ile yapılmalıdır.
- Hastanın en kısa zamanda ikinci muayenesi yapılmalı ve ek yaralanmalar değerlendirilmelidir.
- Hastanın tedavisinin yapılacağı bir merkeze transportu sağlanmalıdır.