Kardiyak Tamponad
Kardiyak Tamponad intraperikardiyal alana sıvı veya kan birkmesi sonucunda intraperikardiyal basıncın artmasıyla karakterize klinik bir tablodur. Artan intraperikardiyal basınç, kalbin diastolde yeterince dolumunu engelleyerek kalp debisinin düşmesine sebep olur. Düşen kalp debisi ile paralel hemodinami de bozularak dokularda bir perfüzyon bozukluğuna sebep olur. Sıklıkla tümörler ve metastazlar, perikarditler, travmlar, cerrahi girişimler sonrası ortaya çıkabilen hayatı ciddi anlamda tehdir eden bir durumdur.
Hızlı ve yavaş gelişen kardiyak tamponadların bulgu ve belirtileri de klinik tablonun durumuna göre değişmektedir. Hızlı gelişen, şiddetli travmaya yada rüptüre bağlı kardiyak tamponadlarda intaperikardiyal alana hızlı bir şekilde kan birikmesiyle ortaya çıkan kardiyak tamponad tablosunda, hızlı gelişen hipotansiyon ve buna bağlı kardiyojenik şok tablosu ile yüksek mortalite hızlı bir şekilde gelişir. Genelde vücudun tampon sistemleri bu değişikle baş edemeyerek ölüm tablosu hızlı gelişir.
Yavaş gelişen kardiyak tamponad durumlarında ise bulgular daha farklıdır. Vücudun kompanzasyon mekanizmaları bu değişiklikler ile bir süre baş edebilir. Kompanzasyon mekanizmaları intraperikardiyal alana 250-1000 ml sıvı birikimine kadar tolere edebilir. Yavaş kardiyak tamponad olgularında takipne ve taşikardi en sık görülen belirtilerdir. Artan kalbin preload’ına bağlı olarak gelişen akciğer ödemi dispnenin en önemli nedenidir. Aynı zamanda hipotansiyon, göğüs ağrısı, öksürük, juguler venlerde dolgunluk, apexden dinlemeyle kalp seslerinin azalması yada derinden gelmesi, filiform nabız, pulsus paradoksus (İnspiryumda sistolik kan basıncını 10 mmhg’ dan daha fazla düşmesidir.) ve senkop gibi durumlar da ortaya çıkabilir. Yavaş gelişen kardiyak tamponadlarda altta yatan neden tümörler, metastazlar ve diğer inflamasyonlardır.
Muayenede Back triadı çogu hastada saptanır.
1. Sistemik venöz basınçta artma,
2. Sistemik kan basıncında düşme,
3. Kalp seslerinin derinden gelmesidir.
Kardiyak tamponadlar yine kardiyopulmoner arrest durumlarında, CPR’ın başarısını etkileyen önemli sebeplerderden bir tanesidir. Tedavisi yapılmadan kalıcı bir cevap alınması çok çok zordur. Bu nedenle hızlı tanı ve tedavi çok önemlidir. Tedavisi ise perikardiyosentez işlemi ile intraperikardiyal alandaki sıvının boşaltılmasıdır. Perikardiyosentez alanda yapılamayacağı için hastanın yaşamsal bulguları ve hemodinamisi desteklenmelidir. IV erişim sağlanmalı, hipovolemi yoksa sıvı yüklemesinden kaçınılmalıdır. Dobutamin gibi ajanlar ile dolaşım desteklenmelidir.