Kalp Cerrahisi Sonrası Resüsitasyon

Günümüzde kalp cerrahisi yapılabilen merkez sayısı gün geçtikçe hızla artmakta, bununla paralel olarak kalp cerrahisi geçiren hasta sayısı da artmaktadır. Kalp cerrahisi sonrasında kardiyak arrest oluşabilecek en kötü senaryo olmakla beraber cerrahi sonrasında ilk 1 haftalık süreç içerisinde kardiyak arrest görülme oranı %1 ila %3 arasındadır. Bu dönemde hastalar genellikle hastane ortamında veya yoğun bakım ünitelerinde takip edildiğinden dolayı olası kardiyak arrestin prearrest dönemde yada arrest olduğu anda tanımlanıp tedaviye başlanması görece olarak kalp cerrahisi sonrası resüsitasyon başarısını arttırmaktadır.
Kalp cerrahissi sonrasında kardiyak arrest riski ilk 1 hafta yüksek olmasına rağmen her geçen günile paralel olarak azalmaktadır. Kardiyak arrestin altta yatan nedenleri arasında en önemli yeri, geri döndürülebilir nedenler olarak tanımlanan nedenler bulunmaktadır. Bunların arasında, elektrolit bozuklukları (Hipo/hiperkalemi), kardiyak tamponat, tansiyon pnömotoraks, miyokardiyal iskemi, grefte bağlı nedenler ve hipovolemi (kanama) ön sıralarda yer almaktadır. Bu nedenle kalp cerrahisi sonrasında gelişen kardiyak arrest durumlarında altta yatan venedenin hızlıca belirlenmesi ve bu nedenlerin tedavi edilmesi resüsitasyon başarısında çok önemlidir.
Yoğun bakım ünitelerinde gelişen kardiyak arrestlerde deneyimli personel ve ekipman olması durumunda resternotmi yapılarak internal kalp masajı uygulanması önemlidir. (AHA 2015 önerisi: Kalp cerrahisini takiben kardiyak arrest gelişen hastalar için, uygun personel ve donanımlı bir yoğun bakım ünitesinde resternotominin yapılması mantıklıdır. (Class IIa, LOE B)). Eksternal göğüs kompresyonlarına bağlı kardiyak hasarların görüldüğü ender vaka çalışmaların olmasına rağmen hemen resternotomi yapılamayacaksa external göğüs kompresyonlarına başlanmalıdır (Class IIa, LOE B). Bunu takiben 10 dk içerisinde gerekli olan durumlarda resternotomi işlemi yapılmalıdır.
Yukarıda belirttiğimiz AHA 2015 kriterlerine dayanarak post kardiyak cerrahi sonrasında hastane dışı alanda gelişen kardiyak arrestlerde hemen eksternal göğüs kompresyonlarına başlanmalıdır. Etkin eksternal göğüs kompresyonlarının vereceği düşünülen zararların karşısında fayda oranının çok daha yüksek olması nedeni ile göğüs kompresyonları geciktirilmemelidir. Bazı durumlarda kalp cerrahisi sonrasında gelişen kardiyak arrestlerde defibrilasyona dirençli ritmler görülebilmektedir. Bu gibi durumlarda da resternotomi işlemi düşünülmeli ve hastane dışı kardiyak arrestlerde uygun merkeze transportu sağlanmalıdır.
Özetle, kalp cerrahisi sonrasında gelişen kardiyak arrestlerde altta yatan nedenin tanımlanması ve tedavi edilmesi resüsitasyon başarısında önemli bir yer tutmaktadır. Hastane dışı gelişen kardiyak arrestlerde standart temel yaşam desteği ve ileri yaşam desteği uygulamaları yapılmalıdır. Bununla beraber acil resternotomi ihtiyacı da göz önünde bulundurularak uygun merkeze hızla transportu sağlanmalıdır.
Kaynaklar:
1- CPR & ECC Guidelines: Special Circumstances of Resuscitation
https://eccguidelines.heart.org/wp-content/themes/eccstaging/dompdf-master/pdffiles/part-10-special-circumstances-of-resuscitation.pdf

