Konvülsiyon Yönetimi
Türkçede nöbet olarak tanımlanan, altta yatan bazı nedenlerden dolayı anormal hareket, anormal bilinç durumu, istemsiz kasılmalar ile kendini gösteren, otonom bozukluklar nedeni ile oluşan klinik tablo konvülsiyon olarak tanımlanmaktadır. Konvülsiyonların çok fazla nedeni olmasına rağmen en çok bilinenleri, febril konvülsiyonlar ve epilepsi nedeni ile oluşan konvülsiyonlardır.
Konvülsiyonların tanımlanabilmesi için öncelikle nöbet geçiren kişinin anlattıkları, sonrasında ise olaya şahit olan kişilerin anlattıkları ve onlardan alınan bilgiler önem taşımaktadır. Nöbet öncesinde hastanın aurasının olup olmadığı, ilk defa mı bu şekilde nöbet geçirdiği, nöbetten sonra uyku halinin olup olmadığı ,dilde ısırma, idrar inkontinansı olup olmadığı tanıda yardımcı bilgiler olarak karşımıza çıkmaktadır. Nöbetler, generalize yada fokal olarak gerçekleşebilmektedir.
İlk defa nöbet geçiren hastalarda aşağıdaki akut nedenlerin olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır.
- Hipoglisemi,
- Travma öyküsü (özellikle kafa travması),
- Enfeksiyon, ateş,
- Hipoksi,
- Alkol, yabancı madde kullanımı ve ilaç kullanım öyküsü,
- İntrakraniyal patolojilerin olup olmadığı,
- Serebrovasküler hastalık geçmişi,
- Elektrolit bozuklukları
- Gebelik durumu (eklampsi).
Konvülsiyon (Nöbet) durumlarında hastane öncesi genel yaklaşım ilkeleri;
- ABCDE yaklaşımı ile hasta değerlendirilmelidir.
- Hava yolu açıklığı sağlanmalı maske ile oksijen uygulanmalıdır.
- Hastaya ulaşıldığında hastayı koruyucu önlemler alınmalıdır. Nöbet nedeni ile gelişebilecek yaralanmaların önüne geçilmeye çalışılmalıdır. Nöbetler yani konvülziyonlar, fiziki olarak engellenmeye çalışılmamalıdır.
- Hastanın ağzı zorlanmamalıdır.
- Mümkün olan en kısa zamanda IV erişim sağlanmalıdır. Siddetli, uzun süreli veya ard arda gelişen konvülsiyonlarda IV erişim oldukça zor olabilmektedir. Bu durumlarda IO yol düşünülmelidir.
- SpO2 monitörizasyonu yapılmalıdır.
- Hastanın parmak ucu kan şekerine (PUKŞ) bakılmalıdır. Eğer hipoglisemik ise (PUKS < 60mg/dl) hipoglisemi tedavisine başlanmalıdır.
- Hastaya ulaşıldığında nöbet sonlanmış ise bilinç ve vital bulguları ve vücut sıcaklığı değerlendirilmeli, detaylı anamnez alınmalı. Hastanın sekonder muayenesi yapılarak yaşamsal bulgular değerlendirilmeli ve gerekiyorsa desteklenmelidir.
- IV erişim sonrasında hasta hala nöbet geçiriyorsa, 0.1 mg/kg dozunda (çocuk/yetişkin) (en fazla 5 mg) olacak şekilde titre edilerek IV diazepam uygulanmalıdır (çocuklarda aynı doz rektal olarak da uygulanabilir). Nöbet kesilirse uygulama da kesilmelidir.
- İlk doz diazepam uygulamasına rağmen nöbet devam ediyor ise 5 dk sonra aynı doz aynı şekilde 2. kez tekrar edilmelidir.
- 2 doz diazepam uygulamasına rağmen hasta da nöbet hali devam ediyor ise Fenitoin (Epanutin) 10 mg/kg dozunda 15-20 dakikada gidecek şekilde infüzyon olarak başlanmalıdır.
- Diazepam ve fenitoin uygulamalarına rağmen nöbet sonlanmaz ise 0.05 mg/kg (Max: 5 mg/kg) dozunda Midazolam yada 1 gr thiopentane (Pentothal), IV yavaş infüzyon olarak verilmelidir.
- Mutlaka kardiyak monitörizasyon sağlanmalı, değerlendirilmesinin yapılabileceği en kısa zamanda EKG değerlendirmesi yapılmalıdır.
- Hasta kusma durumuna karşı uygun pozisyona, alınmalı gerekirse aspirasyon uygulanmalıdır.
- Febril konvülziyon düşünülen hastalarda antipiretikler veya ılık uygulama ile vücut ısısı kontrol altına alınmalıdır. Soğuk uygulama, periferik kollaps yapacağından dolayı uygulanmamalıdır.
Nöbet sırasında Diazepam Direk IV puşe olarak uygulanabilirmi? teşekkürler.
IV yavaş olarak Uygulanabilir.
Bu doz ve ilaçlar aynı sıra ve şekilde çocuklar içinde geçerli mi ?